"Bir Devlet ki! Gümrük işlerini, vergilerini, ülkenin ve milletin ihtiyaçlarına göre düzenlemekten alı konulmuştur. Böyle bir devlete elbette bağımsız devlet denemez."

YURTDIŞI BORSALARDAN ELDE EDİLEN KAZANÇLARIN VE KAR PAYLARININ TÜRKİYE’DE VERGİLENDİRİLMESİ 

Tarih: 19.01.2023 11:43:00 - Görüntülenme: 44257
476 Shares
facebook sharing button
twitter sharing button 389
linkedin sharing button
sharethis sharing button

Dünyada yaşanan yüksek enflasyon maalesef ülkemizi de olumsuz etkilemiş ve ülkemizde yaşanan kur dalgalanmaları ile mücadele hükümetin öncelikleri arasına girmiş ve bu kapsamda Kur Korumalı Mevduat dahil olmak üzere hükümetimiz dolarizasyonu önlemek amacıyla bir çok önlem almış ve almaya devam etmekte olup bunun sonucunda dövize ilgi azalmış, ayrıca ülkemizde faizin aşağıya inmesi, kripto paralarda yaşanan olumsuzluklar, kripto paralara olan güvensizliği artırmış ve talebi azaltmış bütün bu gelişmelerin sonucunda, insanların gelir elde etme ümitleri, yatırımcıların, Borsa İstanbul’a (BİST)  akın etmelerine sebep olmuş ve borsada yerli yatırımcı sayısı üç buçuk, dört milyona yaklaşmıştır. Kısaca yurtiçi ve yurtdışı borsalarda hisse senedi satın almak popüler yatırım aracı haline gelmiştir.

Makalemizin konusu da, yurtdışı borsalarda alınıp satılan hisse senetlerinin alım ve satımından elde edilen kazançlar ile yine bu hisselerin kar paylarının (temettü gelirlerinin) Türkiye’de vergilendirilip vergilendirilmeyeceği ile ilgilidir. Vergilendirilirse nasıl bir vergilemeye tabi tutulacağı ile geçmiş yıllarda bu tür kazançların olması ve vergiye tabi tutulmamış yani beyan dışı bırakılmış olması durumunda ise kaçırılmaması gereken  önemli bir avantajından bahsedeceğim.

Makaleye girişten önce bir hususu belirtmekte fayda var. “ Yatırımcılar, nasıl olsa ben yurtdışı borsalarda hisse alım satımı yaparak kazanç ve hisse senedinin elde bulundurulmasından kaynaklı kar payı  (temettü) geliri elde ettim. Türkiye’deki borsalardan bir kazanç ve kar payı (temettü) geliri elde etmedim diyerek yıllık gelir vergisi beyannamesi ile yurtdışı hisse senedi alım satım kazançlarını ve kar payı (temettü) gelirlerini vergileme yoluna gitmeme gibi bir yanlışa düşmektedirler.” Muhakkak ve muhakkak yurtdışı borsalardan elde edilen hisse alım satım kazançları ile kar payı (temettü) geliri elde eden Türkiye’de yerleşik gerçek kişilerin bu gelirlerini mutlaka Türkiye’de beyan etmeleri zorunludur. Aksi halde yüksek vergi cezaları ile karşılaşabilirler.

Türkiye’de yerleşik gerçek kişiler tarafından elde edilen kazançların vergilendirilme esasları, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nda gelir unsurları sayılarak açıklanmıştır. 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun gelirin unsurları başlıklı 2. maddesinde gelire giren kazanç ve iratlar; ticari kazançlar, zirai kazançlar, ücretler, serbest meslek kazançları, gayrimenkul sermaye iratları, menkul sermaye iratları ve diğer kazanç ve iratlar şeklinde sıralanmıştır. Ayrıca Gelir Vergisi Kanunu’nun mükerrer 80.maddesinde değer artış kazançları, 82. maddesinde ise arızi kazançların neler olduğu tanımlanarak sınırlandırılmıştır. 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 2.maddesinde belirtilen her gelir unsurunda, gelirin elde edilmiş ve safi tutarının belirlenmiş olması ve tek matrahta toplanarak artan oranlı vergilendirilme sistemi söz konusudur.

Gelir Vergisi Kanununun  “Gelirin Toplanması ve Beyan”  başlıklı 85.Maddesine göre,

Mükellefler, Gelir Vergisi Kanununun ikinci maddesinde yazılı kaynaklardan bir takvim yılı içinde elde ettikleri kazanç ve iratları için bu kanunda aksine hüküm olmadıkça yıllık beyanname verirler. Bu kanuna göre beyanı gereken gelirlerin yıllık beyannamede toplanması zorunludur.

Tacirlerle çiftçiler ve serbest meslek erbabı ticari, zirai ve mesleki faaliyetlerinden kazanç temin etmemiş olsalar bile, yıllık beyanname verirler. Bu hüküm şirketlerin faaliyet ve tasfiye dönemlerine şamil olmak üzere kollektif şirket ortakları ile komanditeler hakkında da uygulanır.

Yabancı memleketlerde elde edilen kazanç ve iratlar:

1. Mükellefin bunları Türkiye'de hesaplarına intikal ettirdiği yılda;

2. Türkiye'de hesaplara intikal ettirilmemesinin mükellefin iradesi dışındaki sebeplerden ileri geldiği tevsik olunan hallerde, mükellefin bunlara tasarruf edebildiği yılda; Elde edilmiş sayılır.

TÜRKİYE’DE YERLEŞİK GERÇEK KİŞİLERİN YURTDIŞI BORSALARDA SAHİP OLDUKLARI HİSSE SENETLERİNDEN ELDE ETTİKLERİ KAR PAYLARININ (TEMETTÜLERİN) TÜRKİYE’ DE VERGİLENDİRİLMESİ

193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 75.maddesinde menkul sermaye iradı; Sahibinin ticari, zirai veya mesleki faaliyeti dışında nakdi sermaye veya para ile temsil edilen değerlerden müteşekkil sermaye dolayısıyla elde ettiği kar payı, faiz, kira ve benzeri iratlar menkul sermaye iradı olarak tanımlanmıştır.

Yukarıdaki kanun maddesindeki tanımdan da anlaşılacağı üzere elde edilen gelirin menkul sermaye iradı olarak tanımlanabilmesi için gelirin, nakdi sermaye veya para ile temsil edilebilen değerlerden oluşması ve ticari, zirai veya mesleki faaliyetlerden elde edilmiş olmaması gerekmektedir. Bu kapsamda elde edilen gelirler menkul sermaye iradı olarak kabul edilmektedir.

Hisse Senetleri, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun ilgili hükümlerine göre menkul kıymet niteliğine sahip olup yurtdışı borsalarda sahip olunan hisse senetleri üzerinden elde edilen kar payları (temettüler) menkul sermaye iradı olarak vergilendirilmektedir.

Türkiye’ de yerleşik gerçek kişilerce elde edilen bu türden menkul sermaye iratlarının (kar payları-temettülerin), 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununda tanımlanan eşik değerleri aşması halinde aşan tutarların varlığı halinde yıllık gelir vergisi beyannamesi verme zorunluluğu ortaya çıkmaktadır.

Gelir Vergisi Kanununun  “Toplama Yapılmayan Haller”  başlıklı 86.Maddesine göre,

Türkiye’de yerleşik olan gerçek kişilerin, yurtdışında bulunan borsalar aracılığı ile yurtdışı şirketlerin hisse senetlerini satın alıp  bu hisse senetlerinden kar payı (temettü) gelirleri elde etmeleri ve bu gelirlerini Türkiye'de hesaplarına intikal ettirdikleri yılda, Gelir Vergisi Kanununun  “Toplama Yapılmayan Haller”  başlıklı 86.Maddesinin 1/d.fıkrasına göre 3.800 TL’ sını (2022 yılı için) aşması halinde  (323 Seri Numaralı Gelir Vergisi Genel Tebliği ile 2023 yılı için 8.400 TL.) beyana tabidir.

Yukarıdaki paragraftan da anlaşılacağı üzere, bir takvim yılı içinde elde edilen ve toplamı 2022 yılı için 3.800 TL’yi aşmayan ve tevkifata ve istisna uygulamasına konu olmayan menkul ve gayrimenkul sermaye iratları için beyanname verilmeyeceği, diğer gelirler için beyanname verilmesi durumunda bu gelirlerin beyannameye dahil edilmeyeceği düzenlemesi mevcuttur. Dolayısı ile Türkiye‘de tevkif yoluyla vergilendirilmeyen ve istisna uygulamasına konu olmayan yurtdışı borsalardan alınmış hisse senetlerinden elde edilen kar payı (temettülerin) gelirlerinin tamamı 2022 yılı için 3.800 TL’ yi aşması durumunda, Yıllık Gelir Vergisi Beyannamesi ile beyan edilmesi zorunludur.(GVK-86/1-d)

Ayrıca, Türkiye’de yerleşik gerçek kişilerin bu türden menkul sermaye iratlarını yıllık gelir vergisi beyannamesi ile beyan etmeleri sırasında dikkat edilmesi ve gözden kaçırılmaması gereken önemli bir hususu hatırlatmakta fayda var.

193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 22.maddesi aynen aşağıdadır.

Tam mükellef kurumlardan elde edilen, 75.maddenin ikinci fıkrasının (1), (2) ve (3) numaralı bentlerinde yazılı kâr paylarının yarısı gelir vergisinden müstesnadır. İstisna edilen tutar üzerinden 94. madde uyarınca tevkifat yapılır ve tevkif edilen verginin tamamı, kâr payının yıllık beyanname ile beyan edilmesi durumunda yıllık beyanname üzerinden hesaplanan vergiden mahsup edilir.

Yukarıdaki GVK/22.madde hükmünden de anlaşılacağı üzere; Yurtdışında bulunan borsalar aracılığı ile yurtdışı şirketlerin hisse senetlerini satın alıp bu hisse senetlerinden elde edilen kar payı (temettü) Türkiye’ de tevkifata tabi olmadığından, Türkiye’de beyan edilen ve yukarıda açıkladığımız GVK/22.maddesine göre tanınan %50’lik istisnadan faydalanmak mümkün değildir.

TÜRKİYE’DE YERLEŞİK GERÇEK KİŞİLERİN YURTDIŞI BORSALARDA SAHİP OLDUKLARI HİSSE SENETLERİNİN  ALIM SATIM KAZANÇLARININ TÜRKİYE’ DE VERGİLENDİRİLMESİ

193 Sayılı Gelir Vergisi Kanununun, Değer Artış Kazançları başlıklı, mükerrer 80.maddesine göre Türkiye’ de yerleşik gerçek kişilerce, yurtdışı borsalarda alım satımı yapılan hisse senetlerinden elde edilen kazançlar, değer artış kazancı olarak vergiye tabidir.

Türkiye’de yerleşik olan gerçek kişilerin, yurtdışında bulunan borsalar aracılığı ile yurtdışı şirketlerin hisse senetlerini alıp satmaları sonucunda elde ettikleri gelirlerini Türkiye'de hesaplarına intikal ettirdikleri yılda değer artış kazancı olarak beyana tabi tutulur.

193 Sayılı Gelir Vergisi Kanununun, Safi Değer Artışı başlıklı, mükerrer 81.maddesine göre; Değer artışında safi kazanç, elden çıkarma karşılığında alınan para ve ayınlarla sağlanan ve para ile temsil edilebilen her türlü menfaatlerin tutarından, elden çıkarılan mal ve hakların maliyet bedelleri ile elden çıkarma dolayısıyla yapılan ve satıcının uhdesinde kalan giderlerin ve ödenen vergi ve harçların indirilmesi suretiyle bulunur. 

Yurtdışı Borsalarda hisse senedi alım satımından doğan kazançların hesabında; öncelikle alım tarihinde döviz cinsinden ödenen bedel ile satış tarihinde döviz cinsinden tahsil edilen bedelin alış ve satış tarihindeki Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Döviz Alış Kuruna göre hesaplanan Türk Lirası Karşılığının bulunması gerekir.

193 Sayılı Gelir Vergisi Kanununun, Safi Değer Artışı başlıklı, mükerrer 81.maddesine göre; Mal ve hakların elden çıkarılmasında iktisap bedeli, elden çıkarılan mal ve hakların, elden çıkarıldığı ay hariç olmak üzere TÜİK tarafından (Türkiye İstatistik Kurumu)  belirlenen, Yİ-ÜFE  (Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksi )  artış oranında artırılarak tespit edilir. Şu kadar ki, bu endekslemenin yapılabilmesi için Yİ-ÜFE  (Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksi ) artış oranının % 10 veya üzerinde olması şarttır.

Yukarıdaki madde hükmüne göre enflasyondan kaynaklanan fiktif kazançların önüne geçilmesi amacıyla maliyet bedeli endekslenebilecektir.

Aynı hesap dönemi içerisinde yurtdışı hisse senetlerinin ya da benzer menkul kıymetlerin bir kısmından zarar doğması halinde, aynı hesap dönemi içerisinde yapılmış olması kaydıyla bu işlemlerden doğan kar ve zararın birbirinden mahsubu mümkündür.

 

 

Örnek:

T.C vatandaşı Bay (M), ABD merkezli borsadan 02.02.2020 tarihinde 100.000.-USD tutarında, Apple hissesi satın almıştır. Bay (M), söz konusu hissenin tamamını 30.09.2022 tarihinde  200.000.-USD olarak satmıştır.(TCMB Döviz Alış Kurları: 02.02.2020 tarihinde Dolar Kuru: 5,9726 TL, 30.09.2022 tarihinde  Dolar Kuru: 18,5038 TL)

Türkiye’de yerleşik olan gerçek kişi (M) nin, yurtdışında bulunan borsa aracılığı ile yurtdışı şirketin hisse senedini alıp satmış olmasından kaynaklı doğacak değer artış kazancının hesabı aşağıdaki şekilde olacaktır:

 

Hisse Senedinin Alış Tarihi                          :  02.02.2020

Hisse Senedi Alış Tarihi Kuru                       :  5,9726 TL

Hisse Senedi Alış Bedeli                                 :  100.000 USD * 5,9726 TL = 597.260,00 TL

 

Hisse Senedi Satış Tarihi                                : 30.09.20222

Hisse Senedi Satış Tarihi  Kuru                    : 18,5038 TL

Hisse Senedi Satış Bedeli                              : 200.000 USD * 18,5038 TL= 3.700.760,00 TL

 

Hisse Senedi Maliyet Bedelinin Endekslemeye Tabi Tutularak Hesaplanması

Hisse Senedinin maliyetinin elden çıkarıldığı ay hariç olmak üzere Yİ-ÜFE artış oranında artırılması gerekecektir.(Artış Oranının % 10 veya üzerinde olması şartıyla),

Şöyle ki ;

 

Hisse Senedi Alış Tarihinden önceki ay                  :  Ocak/2020

Ocak/2020 Yİ-ÜFE                                                          :  462,42

 

 

Hisse Senedi Satış Tarihinden önceki ay                               :  Ağustos/2022

Ağustos/2022 Yİ-ÜFE                                                    :  1.780,05

 

Bu endekslemenin yapılabilmesi için artış oranının %  10 veya üzerinde olduğu aşağıda görülmektedir.

(1.780,05 - 462,42 / 462,42) = % 284,94

Bu durumda;  Hisse Senedinin Endekslenmiş Maliyet Bedeli :

597.260,00 TL + (597.260,00 TL*% 284,94) = 2.299.092,64 TL

Vergiye Tabi Değer Artış Kazancı ise; Hisse Senedi Satış Bedeli – Hisse Senedi Endekslenmiş  Maliyet Bedeli arasındaki fark olacaktır.

( 3.700.760,00 TL - 2.299.092,64 TL = 1.401.667,36 TL ) Değer Artış Kazancı

1.401.667,36 TL tutarındaki değer artış kazancına Gelir Vergisi Kanunun 103.Maddesindeki Gelir Vergisi tarifesi uygulandıktan sonra çıkacak olan vergi 2022 yılı için 496.566,94 TL Mart 2023 ve Temmuz 2023 ayı olmak üzere iki eşit taksitle ödenecektir.

 

TÜRKİYE’DE YERLEŞİK GERÇEK KİŞİLERİN YURTDIŞI BORSALARDA SAHİP OLDUKLARI HİSSE SENETLERİNDEN ELDE ETTİKLERİ KAR PAYLARI (TEMETTÜ) GELİRLERİ İLE BU HİSSELERİN ALIM SATIMI KARŞILIĞINDA YURTDIŞINDA ÖDEDİKLERİ  VERGİLERİN TÜRKİYE’DE MAHSUBU

193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun Yabancı Memleketlerde Ödenen Vergilerin Mahsubu başlıklı 123.maddesindeki şartlara uyulması halinde, Yurtdışında Ödenen Vergilerin Türkiye’de tarh edilen gelir vergisinden indirilmesi mümkündür. Buna göre;

Tam mükellefiyete tabi mükelleflerin yabancı memleketlerde elde ettikleri kazanç ve iratlardan mahallinde ödedikleri benzeri vergiler, Türkiye'de tarh edilen Gelir Vergisi'nin yabancı memleketlerde elde edilen kazanç ve iratlara isabet eden kısmından indirilir.

Birinci fıkra hükmünce indirilecek miktar Gelir Vergisi'nin yabancı memleketlerde elde edilen kazanç ve iratlara isabet eden kısmından fazla olduğu takdirde, aradaki fark nazara alınmaz.

Gelir Vergisi'nin yabancı memlekette elde edilen kazanç ve iratlara isabet eden kısmı, bunların gelire olan nispeti üzerinden hesaplanır.

Birinci fıkrada yazılı vergi indiriminin yapılması için:

1. Yabancı memlekette ödenen vergilerin gelir üzerinden alınan şahsi bir vergi olması;

2. Yabancı memlekette vergi ödendiğinin yetkili makamlardan alınan ve mahallindeki Türk elçilik veya konsoloslukları, yoksa orada Türk menfaatlerini koruyan memleketin aynı mahiyetteki temsilcileri tarafından tasdik olunan vesikalarla tevsik edilmesi;

Şarttır.

2 numarada yazılı vesikalar taksit zamanına kadar gelmemiş olursa, yabancı memlekette elde edilen kazanç ve iratlara isabet eden vergi kısmı bir yıl süre ile ertelenir.

Aranan vesikalar bu süre zarfında vergi dairesine ibraz edildiği takdirde vergi tenzil edilir; süre geçtikten sonra erteleme hükmü kalkar ve vesikalar ibraz edilse bile nazara alınmaz. Vergi Usul Kanunu'nda yazılı mücbir sebeplere ait hükümler mahfuzdur.

Yabancı memleketlerde ödenen vergilerin ilgili bulundukları kazanç ve iratlar mükellef tarafından hangi yılın gelirine ithal edilmişse, bu vergiler de o gelire ait vergiden indirilir.

Bu madde gereğince yapılan vergi indiriminde yabancı para ile ödenen vergilere, bunların ilgili bulunduğu kazanç ve iratlara uygulanan kambiyo rayici uygulanır.

TÜRKİYE’DE YERLEŞİK GERÇEK KİŞİLERCE BEYAN EDİLMEYEN GEÇMİŞ YIL KAZANÇLARI İÇİN VARLIK BARIŞINDAN YARARLANMAK MÜMKÜN

Türkiye, OECD’nin vergi kayıpları ile mücadele politikaları kapsamında hazırlanan ve kişilerin finansal hesap bilgilerinin, vergi amaçları kapsamında kullanılmak üzere vergi mukimi oldukları ülkeler ile otomatik olarak paylaşılmasını düzenleyen Finansal Hesap Bilgilerinin Otomatik Değişimine İlişkin Çok Taraflı Yetkili Makam Anlaşması’nı imzalamıştır.

Bu kapsamda Türkiye’de yerleşik gerçek kişilerin, yurtdışında bulunan borsalar aracılığı ile yurtdışı şirketlerin hisse senetlerini gerek aracı kurum gerekse başka şekilde iktisap edip (satın alıp) daha sonra elden çıkarmaları durumunda elde edilecek alım satım kazançları ile kar payı (temettü) gelirlerini mutlaka Türkiye’de beyan etmeleri çok önem arz etmektedir.

Gerçek kişilerin, 2022 yılından önce elde ettiği ve Türkiye‘de herhangi bir şekilde beyan etmediği gelirler için “ Varlık Barışı “ uygulaması önemli bir fırsat olarak karşımıza çıkıyor. Yani Varlık Barışı kapsamında daha önceki yıllarda beyan etmediğiniz bu gelirleriniz için Varlık Barışından yararlanmanız durumunda vergi incelemesine ve tarhiyatına tabi tutulmayacak.

Varlık Barışı Düzenlemesinin nasıl uygulandığını kısaca hatırlatmak gerekirse;

Bazı Varlıkların Ekonomiye Kazandırılması Hakkında Genel Tebliğ (Seri No: 1) ile 1/7/2022 tarihli ve 7417 sayılı Devlet Memurları Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 50. maddesi ile 13/6/2006 tarihli ve 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununa eklenen geçici 15. maddenin 1 ila 12.fıkraları (madde olarak anılacaktır) hükümlerinin uygulanmasına ilişkin usul ve esasları belirlenmiştir.

 

Buna göre;

 

Türkiye’de bulunan para, altın, döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçları ile taşınmazlara sahip olunması,31 Mart 2023 tarihine kadar vergi dairesine beyanda bulunulması, gelir veya kurumlar vergisi mükellefi olmayanlar tarafından, taşınmazlar dışındaki varlıkların banka veya aracı kurumlardaki hesaplara yatırıldığını gösterir belgelerle tevsik edilmesi, beyan edilen varlıklara ilişkin hesaplanan verginin süresinde ödenmesi, beyan edilen varlıkların 213 sayılı Kanun uyarınca defter tutan mükelleflerce kanuni defterlerine kaydedilmesi, bilanço esasına göre defter tutan mükelleflerin, beyan ettikleri ve yasal defterlerine kaydettikleri kıymetleri için pasifte özel fon hesabı açılması ve bu hesabın beyan tarihinden itibaren iki yıl geçmedikçe işletmeden çekilmemesi ve sermayeye ilave dışında başka bir amaçla kullanılmaması, serbest meslek kazanç defteri ile işletme hesabı esasına göre defter tutan mükelleflerin, beyan edilen kıymetlerin defterlerde ayrıca gösterilmesi gerekmektedir.

Yine, Yurt dışında para, altın, döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçları niteliğinde bir varlığın olması, varlıkların 31 Mart 2023 tarihine kadar Türkiye’deki banka veya aracı kurumlara bildirilmesi, bildirime konu edilen varlıkların, bildirim tarihinden itibaren 3 ay içinde Türkiye’ye getirilmesi ve bildirilen varlıklara ilişkin hesaplanan verginin ödenmesi gerekmektedir.

Yurtiçi ve Yurtdışı varlıkların bildirim ve beyanının vergilendirilmesinde, 01.01.2023 ve 31.03.2023 tarihleri arasındaki vergi oranı ise  % 3 şeklinde uygulanacaktır.

Yurt dışında bulunan ve bildirime konu edilen varlıkların, Türkiye’deki banka ya da aracı kurumlara transfer edildiği veya yurt dışından getirilerek bu hesaplara yatırıldığı tarihten itibaren en az bir yıl süreyle bu hesaplarda tutulması halinde vergi oranı sıfır olarak uygulanacağı için, önceden ödenmiş olan vergiler, bu kişiler tarafından iade olarak talep edilebilecektir.

Kadir ERKEÇOĞLU

Yeminli Mali Müşavir / Bağımsız Denetçi 

Son Yüklenen Diğer Haberler